menu
İSLAMDA EVLİLİĞE TEŞVİK; DÜĞÜN ve EĞLENCE ADABI
İSLAMDA EVLİLİĞE TEŞVİK;                    DÜĞÜN ve EĞLENCE ADABI
Haftanın Vaazı.. 28.07.2023 tarihli; "İslamda Evliliğe Teşvik; Düğün ve Eğlence Adabı" konulu Haftanın Vaazı sitemize yüklenmiştir.

İslamda Evliliğe Teşvik; Düğün ve Eğlence Adabı

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

وَأَنكِحُوا الْأَيَامَى مِنكُمْ وَالصَّالِحِينَ مِنْ عِبَادِكُمْ وَإِمَائِكُمْ إِن يَكُونُوا فُقَرَاء يُغْنِهِمُ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ

"Sizden bekar olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah lütfu geniş olandır, (her şeyi) hakkıyla bilendir." (Nûr; 32)

Yüce Allah, insanlığın huzur bulabilmesi için, yeryüzünün imarı ve gelişimi için, insanın soyunun korunması ve devamı için evliliği yasalaştırmıştır. Evlilik sonunda da aile kurulmaktadır.

İnsan neslinin devamı, nesebin muhafazası, toplumu meydana getiren ve toplumun temel taşı olan aile müessesesinin kurulması evlilikle mümkün olur. Evlilik ise, Allah'ın koyduğu prensipler çerçevesinde bir erkekle bir kadın arasında yapılan bir nikah akdi ile meydana gelir.

Sözlükte “birleştirme, bir araya getirme; evlenme, evlilik; cinsel ilişki” gibi anlamlara gelen nikâh kelimesi fıkıh terminolojisinde, şer‘an aranan şartlar çerçevesinde aralarında evlenme engeli bulunmayan bir erkekle bir kadının hayatlarını geçici olmaksızın birleştirmelerini sağlayan akdi ve bu yolla eşler arasında meydana gelen evlilik ilişkisini ifade eder. (D.i.a. Nikah Maddesi)

Ailenin temelini teşkil eden evlilik bütün ilâhî dinlerde, kadın ve erkeğin kendilerine özgü bir mahremiyet ve paylaşım alanı oluşturmalarına ve insan soyunun devamına katkı sağlamalarına imkân veren yegâne meşrû ilişki olarak kabul edilmiştir (meselâ bk. el-A‘râf 7/80-81; er-Ra‘d 13/38;).

İslâm’da hayatın çeşitli alanlarına dair pek çok düzenleme Kur’an ve Sünnet’te ortaya konan genel ilkeler ve amaçlar çerçevesinde ihtiyaçlara, zaman ve şartlara göre İslâm toplumunun takdirine bırakılırken; evlenme ve aile ile ilgili belli başlı hükümlerin doğrudan Kur’an tarafından belirlenmiş olması ve bu hükümlerin Hz. Peygamber tarafından genişçe açıklanıp uygulanması İslâm dininin evlilik ve aile kurumuna atfettiği önemin bir ifadesidir. (D.i.a. Nikah Maddesi)

İslâm hukukunda nikâh akdinin geçerliliği için diğer akidlerden farklı olarak şahitler huzurunda akdedilmesi şartı aranır. Nikâh akdinin kurulması ve geçerli sayılması için birtakım rükün ve şartları taşıması gerekir. Aralarında evlenme engeli bulunmayan bir erkekle bir kadının veya temsilcilerinin hukuken geçerli iradelerini birbirine uygun biçimde açıklamalarıyla (icap ve kabul) nikâh akdi meydana gelir. (D.i.a. Nikah Maddesi, 33. cildinde, 112-117 sayfa) Ayrıca İslama dinine göre evlenen erkek nikahlandığı kadına evliliğin sonuçlarından biri olarak mehir ödemesi gerekir. (el-Bakara 2/236-237; en-Nisâ 4/4, 24, 25; el-Mâide 5/5 ; “nikâḥ” md.).(Dia. Mehir maddesi, 28. cildinde, 389-391)

Dinimiz evlenmeyi teşvik etmektedir:

İslam dini aile yuvasını sağlam temellere oturtmak, faziletli nesiller yetişmesine zemin hazırlamak, mutlu ve huzurlu bir toplumun oluşmasını sağlamak için evlenmeyi teşvik ettmiştir. İslamda evlilik olmadan, nikah akdi ve evlilik sözleşmesi yapılmadan aile kurulamaz.

İslam dininde ailenin kurulabilmesi için evlenme teşvik edilmiş, evlenmenin kolaylaştırılması, nişan, nikah ve düğün törenlerinde gösteriş ve israftan kaçınılması tavsiye edilmiştir. Evliliği teşvik eden , hatta emreden şu ayet-i celilede Allah Teala şöyle buyuruyor:

وَأَنكِحُوا الْأَيَامَى مِنكُمْ وَالصَّالِحِينَ مِنْ عِبَادِكُمْ وَإِمَائِكُمْ إِن يَكُونُوا فُقَرَاء يُغْنِهِمُ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ

"Sizden bekar olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah lütfu geniş olandır, (her şeyi) hakkıyla bilendir." (Nûr; 32)

Evlilik fıtri bir olgudur. İslâm dininde (ruhbanlık) evlenmemek, dünya ile irtibatı kopararak yalnız başına yaşamak yoktur. Peygamberler evlenerek ümmetlerine örnek olmuşlardır.

Peygamber efendimiz, de her konuda bizler için örnek olduğu gibi; evlilik ve aile hayatı hususunda da biz Müslümanlar için en güzel örnek olmuştur. Peygamber Efendimiz gerek sözlü olarak gerekse uygulamalı olarak evliliğe teşvik etmiş, evlenmemeyi arzulayanlara uyarılar yapmıştır. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"‏ النِّكَاحُ مِنْ سُنَّتِي، فَمَنْ لَمْ يَعْمَلْ بِسُنَّتِي فَلَيْسَ مِنِّي، وَتَزَوَّجُوا فَإِنِّي مُكَاثِرٌ بِكُمُ الأُمَمَ، وَمَنْ كَانَ ذَا طَوْلٍ فَلْيَنْكِحْ، وَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَعَلَيْهِ بِالصِّيَامِ ، فَإِنَّ الصَّوْمَ لَهُ وِجَاءٌ"‏

Nikah benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse, benden değildir. Evleniniz. Çünkü ben kıyamet gününde diğer ümmetlere karşı sizin çoğunluğunuzla övüneceğim. Kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin evlenme gücü bulunmayan da oruca devam etsin. Çünkü oruç onun için (harama karşı) bir kalkandır. (İbn Mace, Nikah, 1/1919)

Peygamber Efendimiz evlenmek istemeyen, kişileri de ikaz etmiştir:

Hz. Enes (r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber (a.s)'in eşlerinin hâne-i saâdetlerine bir grup erkek gelerek Rasulullah (a.s)'ın (evdeki) ibadetinden sordular. Kendilerine sordukları husus açıklanınca sanki bunu az bularak: "Rasulullah (a.s) kim, biz kimiz? Allah O'nun geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affetmiştir (bu sebeple O'na az ibadet de yeter) dediler.

İçlerinden biri: "Ben artık hayatım boyunca her gece namaz kılacağım" dedi.

İkincisi: "Ben de hayatımca hep oruç tutacağım, hiç bir gün terk etmeyeceğim" dedi.

Üçüncüsü de: "Kadınları ebediyen terk edip, onlara hiç temas etmeyeceğim" dedi.

Daha sonra Rasûlullah (s.a.s.) bu durumu öğrenince onları çağırıp şöyle buyurdu:

, فَقَالَ: أَنْتُمُ الَّذِينَ قُلْتُمْ كَذَا وَكَذَا؟ , أَمَا وَاللهِ إِنِّي لَأَخْشَاكُمْ ِللهِ , وَأَتْقَاكُمْ لَهُ ، لَكِنِّي أَصُومُ وَأُفْطِرُ، وَأُصَلِّي وَأَرْقُدُ، وَأَتَزَوَّجُ النِّسَاءَ، فَمَنْ رَغِبَ عَنْ سُنَّتِي فَلَيْسَ مِنِّي "

" Sizler böyle böyle söylemişsiniz. Allah'a yemin olsun ki ben sizin Allah'tan en çok korkanınız ve O'ndan en fazla sakınanızım; fakat zaman zaman oruç tutar ve iftar ederim; namaz kılar ve uzanıp yatarak istirahatte bulunurum; kadınlarla da evlenirim. Benim sünnetimden yüz çeviren benden (benim ümmetimden) değildir."(Buhâri, Nikâh, (VI, 116).)

Peygamber Efendimiz evlenme imkanı bulamayanlara da tavsiyelerde bulunmuştur:

Abdullah ibn Mes’ud (r.a) şöyle anlatıyor:

- Bizler, Peygamber (s.a.s.)’in maiyyetinde (evlenmek için) hiçbir imkân bulamayan birtakım gençler idik. Rasulullah (s.a.s.), bize:

«يَا مَعْشَرَ الشَّبَابِ، مَنِ اسْتَطَاعَ مِنْكُمُ الْبَاءَةَ، فَلْيَتَزَوَّجْ، فَإِنَّهُ أَغَضُّ لِلْبَصَرِ، وَأَحْصَنُ لِلْفَرْجِ، وَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ، فَعَلَيْهِ بِالصَّوْمِ، فَإِنَّهُ لَهُ وِجَاءٌ»

Ey gençler zümresi, evlenmeye gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek, gözü haramdan en çok men eder, ferci de en iyi korur. Evlenmeye gücü yetmeyen de oruca devam etsin. Çünkü oruç tutmak, kişi için inemedir (yani şehveti kıran bir şeydir).” buyurdu. (Sahih-i Buhârî, Kitabu’n-Nikâh, B.3, Hds.4. Sahih-i Müslim, Kitabu’n-Nikâh, B.1, Hds.3.Sünen-i İbn Mace, Kitabu’n-Nikâh, B.1, Hds.1846. Sünen-i Neseî, Kitabu’n-Nikâh, B.11, Hds.3213.)

Nikah, her ne kadar medenî bir sözleşme ise de bir yönü ile ibadettir. İslamda evlenmenin hükmü sünnet-i müekkededir. Fakat şartlara göre bazan farz, bazan vâcip, hatta bazan da haram olabilir.

Evlilik öncesinde tarafların birbirlerini görüp tanımaları ve bu arada evlilik için gerekli hazırlıkların yapılması yararlı görülmekle birlikte bu aşama nikâh akdinin bir parçası değildir.

Nikah akdi olmadan bir araya gelen insanların oluşturduğu birliktelikler aile olarak isimlendirilemez. Çünkü bu birlikteliğin temelinde nikâh değil, iffetsizlik ve ahlaksızlık vardır. Yüce dînimiz İslâm, iffetsizlik sayılan zina, fuhuş ve her türlü gayri meşru ilişkiyi haram saymış ve şiddetle yasaklamıştır.

Eş Seçiminde Nelere Dikkat Edilmelidir:

Evlenecek olan kadın ve erkek, hayatlarının sonuna kadar bir arada kalacaklarına nikahla karar vereceklerinden dolayı; verecekleri kararlarında acele etmemelidirler. Düğüne kadar değil, ölüme kadar devam edecek olan bir evlilik yapacaklarının farkında olmalıdırlar.

Ayrıca evliliğin sağlıklı yürümesi için Peygamberimizin tavsiyelerine dikkat etmeleri gerekir. Aşağıdaki hadisi şerifte Peygamber Efendimiz, evlenilecek olan kadınların (aynı şekilde erkeklerin) özelliklerini net bir şekilde ortaya koymaktadır:

" تُنْكَحُ الْمَرْأَةُ لِأَرْبَعٍ: لِمَالِهَا، وَلِحَسَبِهَا، وَلِجَمَالِهَا، وَلِدِينِهَا، فَاظْفَرْ بِذَاتِ الدِّينِ تَرِبَتْ يَدَاكَ "

Kadın dört (hal ve sıfatı) için nikâh olunur: Malı için, soyu için, güzelliği için, dîni için. (Ey mümin sen bunlardan) dindâr olanı tercih et”.(Buhâri, Nikah, 15, (VI, 123); Nesai, Nikah, 13 (VI, 68).)

Evlilik eşler arasında sevgi ve merhamete vesile olur. Şu ayeti celile bu konuyu en güzel bir şekilde bize bildirmektedir:

وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجًا لِّتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً وَرَحْمَةً إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

"Onlara ısınıp kaynaşasınız diye size kendi türünüzden eşler yaratıp aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesi de O’nun kanıtlarındandır. Doğrusu bunda iyi düşünen kimseler için dersler vardır." (Rûm; 21)

Eşler arasındaki sevgi ve saygı, çocuklar tarafından da örnek alınır.

Evlenecek olan kadın ve erkeğin dikkat etmeleri gereken en önemli hususlardan biri de dinen evlenmelerine engel bir durumun bulunmamasıdır. İslam dinine göre evliliğe engel olan durumlar şöyledir:

Sürekli evlenme engeli bulunanlar; kan hısımlığı, süt hısımlığı ve evlilik yoluyla haram olanlardır.(bk. Nisâ, 4/22, 23; Buhârî, Şehâdât, 7; Müslim, Radâ, 1. )

Geçici evlenme engeli bulunanlar ise; din ayrılığı ,....gibi şartlar değişince ortadan kalkabilen geçici engellerdir. (Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, (sayfa; 836-839) )

Evliliklerine engel bulunmayan kadın ve erkeğin evlenmeye karar vermelerinden sonra nikah akdini yaparak evlenmeleri ; nişan ve düğün yaparak evliliklerini ilan etmeleri gerekmektedir.

Şimdi evliliğin ilanı demek olan düğün ve düğün öncesindeki nişan törenlerinin nasıl yapılması gerektiğine bir göz atalım:

Nişan , Düğün Ve Eğlence Adabı

Nişan;“Evlenmeleri câiz olan iki kişinin birbiriyle evlenmeyi karşılıklı olarak vaad etmesi” anlamına gelir. Nikah yapılmadığı sürece nişanlılar evlenmiş sayılmazlar ve mahremiyet açısından da bir değişiklik meydana getirmez. Dolayısıyla nişanlılar görüşmelerinde birbirine nâmahrem olanların uymaları gereken sınırlara riayet etmekle yükümlüdür (bk.Dia. Nikah, HALVET; MAHREM).

Karşılıklı ilişkilerde dini ölçülerin gözetilmesi gerekir. Çünkü nikah akdi gerçekleştirilmediğinden evlenecek olanlar iki yabancı gibidirler. Nişanlılık döneminde mahremiyete dikkat edememekten korkarak dinî nikâh kıyılması özellikle kadın açısından telafisi imkansız mağduriyetler oluşmaktadır.

Nişan ve nikah törenleri yapılırken mahremiyete dikkat etmek gerekir. İsraftan, gösterişten, evlenecekleri ve ailelerini sıkıntıya sokacak davranışlardan ve harcamalardan kaçınmak gerekir.

Zira peygamberimiz:

«خَيْرُ النِّكَاحِ أَيْسَرُهُ»

Nikahın en hayırlısı, kolay ve külfetsiz olanıdır( Ebu Davud, Nikâh, 31. II, 591 () buyurmuştur.

Altından kalkılamayacak ağır şartlar ve masraflar ileri sürmek, evlenmeyi zorlaştırır. Evlilik kolaylaştırılmalı ve evleneceklere yardımcı olunmalıdır. Nişan ve düğün törenleri sırasında dinimizin haram kıldığı tutum ve davranışlardan kaçınılmalı, İslami duyarlılıklar gözetilmelidir.

Düğünlerde gelen misafirlere israfa kaçmayacak şekilde ikramda bulunulmalıdır. Düğün yemeklerine fakir- zengin herkes davet edilmelidir. Zenginlerin çağrılıp, fakirlerin çağrılmadığı düğün yemekleriyle ilgili Peygamberimiz ümmetini şöyle uyarmaktadır:

« بِئْسَ الطَّعَامُ طَعَامُ الْوَلِيمَةِ يُدْعَى لَهَا الْأَغْنِيَاءُ وَيُتْرَكُ الْمَسَاكِينُ،..»

Zenginlerin dâvet edilip fakirlerin çağırılmadığı düğün yemeği ne fena bir yemektir.” (Buhârî, Nikâh 72; Müslim, Nikâh 107. Ayrıca bk. İbni Mâce, Nikâh 25, Riyazü’s-Salihin, Hadis No:268)

Evlilikler yapılırken israftan sakınılması gerekir. “İnsanlar bizi kınar”, “düğünümüze katılanlar bizi fakir görür”, “herkes böyle yaptı biz yapmazsak ayıp olur”, “insanın hayatında bir kere oluyor” ve daha nice mazeretler ortaya atılarak israfa gidilmemelidir.

Maalesef bugün yapılan sünnet, nişan ve düğün merasimlerinin çoğu İslam’ın esaslarına uymamaktadır. Bu merasimler daha çok yabancı kültürlerin etkisinde yapılmaktadır. Bu merasimleri yapan ve katılanlar, nefislerinin arzularına ve şeytanların isteklerine uymaktadırlar. Böylece haramlara dalıyorlar, günah işliyorlar.

Bazı Müslümanlar da şeytan işi birer pislik olan(Maide, 90) alkolün içilmesine izin veriyorlar. Sevinçlerin çoğalması gereken düğünler alkol sebebiyle üzüntülere dönüşebiliyor.

Düğünlerinde İslama göre yasaklanmış davranışları sergileyenlere “Neden böyle yapmakla günah işliyorsunuz” diye sorulunca ;

Efendim çoğunluk böyle istiyor”  diye cevap veriyorlar.

Halbuki “Allah'a isyanın olduğu yerde, mahlûka itaat edilmez”.

Bu hususta Yüce Allah (CC) bir ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır:

وَإِن تُطِعْ أَكْثَرَ مَن فِي الأَرْضِ يُضِلُّوكَ عَن سَبِيلِ اللّهِ إِن يَتَّبِعُونَ إِلاَّ الظَّنَّ وَإِنْ هُمْ إِلاَّ يَخْرُصُونَ

Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.”  (En’am Suresi – 116. Ayet)

Eğlenmenin de eğlencenin de meşru sınırları vardır. Bu sınırlar milli ve manevi değerlerimizdir. Edep ve haya sınırlarının zorlandığı eğlenceler müslümanlara yakışmaz.

Bir Müslümanın, yapacağı veya katılacağı düğünde İslama aykırı durumların olmaması gerekir. Aynı şekilde mahremiyete dikkat edilmelidir. Alkol, sefahet, israf ve aşırılık olmamalıdır. Aşırılıkların olduğu, haramların bol bol işlendiği düğünlere gitmek caiz değildir.

Bir Müslümanın yapacağı veya katılacağı düğünlerin belli kriterleri olması gerekir.

Bu kriterleri şöyle sıralayabiliriz:

  1. İslâm’da eğlence yasaklanmamış, sadece belirli ölçüler getirilmiştir.

  2. Eğlenceler helal ve meşru şekilde olmalıdır.

  3. İbadetlerden engelleyerek, farzları terk ederek ve başkalarını rahatsızlık vererek eğlenmek doğru değildir.

  4. Kişinin helal ve meşru şekilde eğlenmesi, gülmesi, muhabbet etmesi vs. takvasına zarar vermez. Yani bunları yapmamak kişiyi daha takvalı yapmaz. Çünkü örneğimiz Rasûlullah sallellahu aleyhi ve sellem yeri geldiğinde ashabıyla gülmüş, ziyafette bulunmuş ve deve yarışına katılmıştır.

  5. Düğünlerde mahremiyet hususuna dikkat etmek gerekir.

  6. Düğünlerdeki israf gösteriş çılgınlığı Müslüman’a yakışmaz.

  7. Günah olduğu bilinen bir eğlenceye katılmak caiz değildir.

  8. Göz zinasına sebep olacak düğün görüntüleri sosyal medyada paylaşılmamalıdır.

  9. İman ve nikâh konularını eğlence aracı yapmaktan ve şakalara inanç konularını kullanmaktan sakınmak ve dini konularla alay edenlerin meclisinde oturmamak gerekir.

  10. Kumar, içki, zina vb. haramlarla eğlenmekten sakınmak gerekir. Günahlarda mutluluk aramaktan kaçınılmalıdır. Haramlar sınırlıdır, helaller ise sınırsızdır. Helallerle yetinmek esastır. (İslam’da düğün ve eğlence adabı/Abdülkerim Temizcan/ İrfanDunyamiz.com)

Sonuç olarak, dinimizde evlenme emredilmiş, teşvik edilmiş ve evlenmenin kolaylaştırılması tavsiyesi edilmiştir. Nişan, nikah ve düğün törenlerinde gösteriş ve israftan kaçınılması tavsiye edilmiştir.

Bundan dolayı düğünlerimiz; dinimize, örfümüze, milli ve manevi değerlerimize ters olmamalıdır. Eğlenceler abartılmamalıdır. Kadın erkek karışık birşekilde eğlence yapılmamalıdır. Düğün yapılarak evlilik ilan edilmelidir. İsrafa kaçmadan düğüne gelenlere ikram yapılmalıdır.

Haram olan Allah’ımızın yasakladığı (alkol gibi) her şey düğünlerimizden uzak olmalıdır. Bu sebeple düğünlerde meşru olmayan eğlence şekilleri terk edilmelidir.

Düğünlerimize davet ederken zengin fakir, takı takabilecekler takamayacaklar ayrımı yapmaksızın bütün tanıdıklarımızı çağırmalıyız. Çünkü sevinçler paylaştıkça artmaktadır. Çağrıldığımız meşru düğünlere gitmeyi de ihmal etmemeliyiz.

Sohbetimizi Kur’an-ı Kerimde iman eden ve salih amael işleyen kimselerin yapmış olduğu bildirilen dua ile tamamlayalım:

وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَامًا

74.Onlar, "Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle" diyenlerdir. (Furkân Sûresi ; 74)

Yüce Rabbim bekar olan gençlerimize hayırlı evlilikler, evlenme aşamasında olanlara hayırlı düğünler, evlenmiş olanlara ise hayırlı ve mutlu bir hayatlar nasip etsin.

VAAZI İNDİR

Hazırlayan: Veysel ARAN / Geyve Vaizi

Facebook Yorumları